Ana içeriğe atla

İngiltere'de dil okuluna gitmek

     İngiltere'de dil okuluna gitmek isteyenleri hem bilgilendirmek hem de tavsiye vermek isterim.Öncelikle hangi okulu seçeceğiniz konusundaki sıkıntıyı çözmek gerekirse OKULUN BİR ÖNEMİ YOK! Okul size sosyalleşmenin kapısını açar,yeni insanlarla tanışır sosyal çevrenizi oluşturursunuz.Temel dersler konusundaki eğitimi İngiltere'deki neredeyse her okul aynı şekilde verir.Ama ben illaki en iyi okullara gitmek istiyorum derseniz ve isim isterseniz Kaplan International en iyilerinden biridir.Ama dediğim gibi her okul hemen hemen aynı eğitimi verir yalnızca fiyat olarak en düşüğüne gitmemek bir önlem olabilir.Bu tarz okullarda maliyeti azaltmak için profesyonel öğretmenler olmayabilir.Ben Southbourne School of English okulunda eğitim gördüm.İngiltere'nin Bournemouth ilçesinde.Bu okul oldukça küçük bir okul ancak inanılmaz sevimli. İçinde çalışan insanların ilgisi sürekli üzerinizde ve bu insanın yurt dışında kendini güvende hissetmesini sağlıyor. Fiyat olarak ortalama okullardan biri. Hocaları oldukça iyiydi ve dersler sürekli olarak pratik üzerinden yürüdü. Bu okulun her gün ücretsiz bir etkinliği var ve bu sizin ortama alışmanızı kolaylaştırıyor. 
      
     İkinci sorun 'Çok Türk olur mu?' Böyle bir endişe taşımaya gerek yok.Elbette Türkler her yerde! Türk gördüğünüzde benim İngilizce öğrenmemi engeller diyerek öcü görmüş gibi kaçmanıza gerek yok.Türkler sizin   oradaki en büyük destekçiniz olacaktır.Ayrıca İngilizce öğrenmenize kesinlikle engel değiller.Düşünün ki İngiltere'desiniz ve izlediğiniz televizyondan sinemada gittiğiniz filme, okuldaki hocalardan evdeki ailenize kadar herkes İngilizce konuşuyor. Bunun yanında okulda çok geniş bir yabancı öğrenci çevreniz de olacak. Bütün bunlar İngilizce öğrenmenizi hızlandıracak. 
     
     Nerede kalacağım sorusuna iki seçenek var; yurt ya da aile. Ve ben tabi ki size ailede kalmayı tavsiye edeceğim. Yurt odaları genellikle pek temiz değildir. Bu Londra ya da başka şehir farketmeksizin var olan bir şey. Yurtlarda uyuşturucu olayları kol gezer güvenliğiniz kesinlikle yok.Ancak bir evde kaldığınızda Türkiye'deki aileniz gibi bir ailede kalıyorsunuz hepsi bu. Yemek probleminiz de olmuyor evde kaldığınızda. Problem yok derken İngiltere'deyseniz yemek probleminiz daima vardır:) Onların kültürüyle Türk yemek kültürü tamamen farklı buna kendinizi hazırlayın. Aç kaldığınızda adım başı bulunan ve her saat açık olan Tesco marketlere hücum edebilirsiniz. Burger King ve Mc Donalds her ülkede var nasılsa yerim diye düşünüyorsanız bir menüye 27 tl verecekseniz afiyet olsun:)  
       
     Yanıma ne kadar para almalıyım? Bu sorunun cevabı elbette herkese göre değişir ama benim gibi ben her yeri gezmek isterim yemekten de çok kısamam diyorsanız yanınızda günlük 20 pound yani 60 tl götürmeniz yeterli olacaktır. Günlük 60 tl sizin her yeri gezmenize yardımcı olur ancak her gün burger king yememeniz şartıyla:) Tuna sandiviçleri deneyin hem domuz etinden kaçınmış olursunuz hem de lezzetli. 
       
     Gittiğim şehirlerden bahsetmek gerekirse önce yaşadığım yer Bournemouth'tan başlamalıyım. Burası İngiltere'nin tipik kasabalarından biri. Oldukça küçük bir yer 3 sineması 3 gece kulübü ve çok sayıda parkı var. Bu kasaba okyanusa kıyısı olması dolayısıyla rağbet gören yerlerden. Sıcaklık 20 derece olduğunda herkesi sahile koşarken görürseniz şaşırmayın siz hala hırkayla geziyor olabilirsiniz. Yani diyeceğim o ki İngiltere'nin neresine giderseniz gidin yanınızda hırka ve sweat götürün bunun yanında bikini ve şortlarınızı da unutmayın. Her mevsimi yaşayacak gibi programlanın. 


           Uygun alışveriş yapmak isterseniz gideceğiniz adres Primark. Neredeyse her yerde var. Bournemouth içinde charminster Türk lokantaları barındırıyor ancak pek hoş bir yer değil. Poole görmeniz gereken yörelerden biri. Bournemouth balona mutlaka binin ancak ufak bir tavsiye: Bence kesinlikle gece binmelisiniz ışıklar harika görünüyor. Lava&Ignite Night Club a da uğramadan geçmeyin sahibi Türk:) Küçük bir kasaba olduğu için her hafta sonu atlayıp bir yerlere gidin ve güzel müzeler gezin.
        Oxford, Londra, Salisbury, Stonehenge ve Bath diğer yazımda anlatacağım şehirler!! 
Her şeyin gönlünüzce olduğu günler olsun!

Yorumlar

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gölge Öğretmenin iş tanımı

      Gölge öğretmen nedir? Görev ve sorumlulukları nelerdir? Kimler gölge öğretmen olabilir?       Gölge öğretmenler, desteğe ihtiyacı olan çocukların okul saatleri içerisinde ortama uyumları için çalışan profesyonellerdir. Dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocuklar, otizm ve down gibi yaygın gelişimsel bozukluğa sahip çocuklar okula uyum sürecinde desteğe ihtiyaç duyarlar. Gölge öğretmen bu uyum sürecini aile,okul ve özel eğitim çemberinde en iyi şekilde yürütmeye çalışır. Önemli olan sürecin en sağlıklı şekliyle yürütülmesidir. Çocuk gelişimi ve Psikoloji alanlarından mezun kişiler gölge öğretmenlik yapabilir. Bu noktada önemli olan çocuğun davranışlarını iyi gözlemlemek, ihtiyaçlarını fark edebilmek ve davranışsal problemleriyle çalışabilmektir.     Çalıştığım çocuklar genelde otizm spektrum tanısı almış oluyor. İlk aylarda okula alışmalarına yardımcı olmak en önemli görevim. Alışmaya başladıktan sonra davranışsal problemler...

Brene Brown 'Kuvvetle Ayağa Kalkmak' Notları 1

*Gerçek şu ki düşmek can yakar. Zor olan cesur olmaya devam etmek ve el yordamıyla da olsa tekrar ayağa kalkmaktır. *Başarılı ve kuvvetli ilişkilere sahip insanların ortak noktası; bu insanlar duygusallığın gücünü görüyorlar ve kendilerini rahatsızlığın kollarına bırakmaktan korkmuyorlar. *Evet, kusurluyum ve kırılganım, bazen de korkuyorum ama bu, cesur olduğum, sevilmeye ve birilerine ait olmaya layık olduğum gerçeğini değiştirmez. *Saklanmak, rol yapmak ve kırılganlığa karşı zırhlanmak bizi öldürüyor: Ruhlarımızı, umutlarımızı, potansiyelimizi, yaratıcılığımızı, liderlik etme yetimizi, inancımızı ve mutluluğumuzu etkiliyor. *Bugün incinmiş hissetmek yerine incindiği için asabileşen, acıyı kabul etmek yerine diğerlerine acı çektiren çok fazla insan var. Bu insanlar hayal kırıklığı hissetmeyi göze almak yerine hayal kırıklığı içinde yaşamayı seçiyorlar. *Yardım istemek; tavırlı bir davranıştır ve tavırlı olmak güzeldir. Tavırlı insan kendini rahatsızlığın kollarına bırakıp, ...

Hatırlat da Haziran sonunda çocukluğumu yakalım

sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum şehre inerim bir sinema yağmura çalar otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür. -Senegalliler dahil değil sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin -yoksa seni rahatsız mı ettim? sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim elbette gayet rasyoneldir attan atlamak -Freud diye bir şey yoktur. sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün. -haydi iç de çay koyayım. Ah Muhsin Ünlü