Otizm üzerine çalışırken; otistik
bireyin aile dinamiğine odaklanmanın da önemli bir çalışma alanı olduğunu
düşündük. Birey ailesiyle birlikte var olur, birbirini etkiler ve gelişir.
Burada spesifik olarak otistik bireyden bahsettiğimizde ise aile kavramı daha
da önem kazanıyor. Çünkü ebeveynler için gelişimsel bozukluğa sahip bir çocuğu
dünyaya getirmek, sorumluluğunu almak ve bunu kabullenmek oldukça zor bir
sürece dönüşüyor.
Süreci ele alırken önce anne-çocuk
ilişkisine bakmak faydalı olacaktır. Yeni doğmuş bir bebek annenin parçası
gibidir. Ve bu parçası olma hali başlı başına anneye daha çok sorumluluk
yükler. Çocuğa bakım genellikle anneye yüklenmiştir. Otistik bir birey dünyaya
geldiğinde ise anne narsistik bir çöküş yaşar çünkü annenin gücünün göstergesi
olan çocuk bir bozukluğa sahiptir. Doğumdan sonra kesilen göbek bağı sanki hiç
kesilmemişçesine anne- otistik çocuk arasındaki ilişkide devam eder. Anne-çocuk
adeta yapışık şekilde hayatlarını devam ettirirler. Kısaca çocuk anneye bağımlı
hale gelir ve anne de kendi yaşamsal alanını bulamaz.
Gelişimsel bozukluğu olan çocuğa sahip
olan ebeveynler belli süreçlerden geçer. Öğrendikleri an şok, daha sonra inkar,
öfke, pazarlık, depresyon ve kabul. Yontar’a göre; bu süreçler bazı modeller
üzerinden açıklanabilir. Bu modeller; klasik model, yas modeli,
kişisel-yapısalcı model ve ümitsizlik modelidir. Klasik modelin temelinde inkar
yatmaktadır. İnkar bireylerin duruma karşı takındıkları bir savunma
mekanizmasıdır. Ebeveynlerin ilk reaksiyonu gelişimsel bozukluğu reddetmek
oluyor. Bu kabul etmeme süreci çocuğu da olumsuz yönde etkilemektedir. İnkar
dediğimizde bozukluğu reddetmenin yanında çocuğun potansiyelini reddetmekten
bahsedilebilir. Aile ‘Gelişimsel
bozukluğu varsa birçok şeyi yapamaz, becerisi yoktur.’ Bakışını geliştirir. Bu
da çocuğun potansiyelini reddetmektir ve otizmli bireyin yapabileceklerini
açığa çıkarmasını zorlaştırır. Yas modeli ailenin geçmiş tecrübeleriyle
ilgilidir. Engellilik geçmişi, daha önce engelli bir çocuğa sahip olup olmama
vb. Kabul dediğimiz adaptasyon sürecindeki ebeveynler de yas sürecinde
olabilir.
Ebeveynler süreç içinde yardım talebinde
bulunmaktadır. Yardımlar resmi ve resmi olmayan olarak ikiye ayrılabilir. Resmi
olanlar psikoterapi merkezleri, grup çalışmaları olabilirken, resmi olmayan
yardım; arkadaşlar, ailenin diğer üyeleri olmaktadır. Ailenin diğer üyelerinden
alınan destek çok mühimdir. Annenin stres düzeyini azaltan etmenler arasında sayılabilir.
Aynı zamanda destek gelmemesi durumunda stres ve depresyona sürükleyici en
önemli etmenlerden biri toplumsal baskı ve sosyal çevrenin söylemleridir.
Yorumlar
Yorum Gönder