Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Narsisizm / Narsisistik Kişilik Bozukluğu

Herkese merhaba, Son zamanlarda ulu orta kullanılan bir kelime haline gelen narsisizm üzerine konuşmak istiyorum. Narsisizm ne zaman patolojiktir? Bu kişilik örüntüsündeki insanların ilişkilerinin altında yatan sebepler neler olabilir? Merak ediyorsanız okumaya devam!! Patoloji düzeyinde olmayan günümüz insanında oldukça sık gözlemlenen şey 'narsisistik kişilik organizasyonu'. Bu kişiler beğenilmeyi hayatlarının merkezine almıştır. Günümüzde sosyal medyanın da etkisiyle bunun ne kadar arttığını gözlemlemek mümkün. İnsanların kendini var etme yolu beğenilmekten geçiyor. İç dünyasının yansıtmasıyla hayatına aldığı kişileri önce yüceltir, bir süre sonra ise kişiyi hızla değer kaybına uğratırlar. Son zamanlardaki kısa süreli ilişkileri de bu çerçevede açıklayabiliriz. İlişkiler başlangıçta 'O gerçekten iyi biri, iyi işi var, şu güzel özelliği var.' diye başlar ve belki de üzerinden yıl bile geçmeden 'Ne kadar da kötü, bencil, aslında o kadar da imrenilecek bir yanı yo...

Otizm Tanısı Konmuş Bireyin Aile Dinamiği

         Otizm üzerine çalışırken; otistik bireyin aile dinamiğine odaklanmanın da önemli bir çalışma alanı olduğunu düşündük. Birey ailesiyle birlikte var olur, birbirini etkiler ve gelişir. Burada spesifik olarak otistik bireyden bahsettiğimizde ise aile kavramı daha da önem kazanıyor. Çünkü ebeveynler için gelişimsel bozukluğa sahip bir çocuğu dünyaya getirmek, sorumluluğunu almak ve bunu kabullenmek oldukça zor bir sürece dönüşüyor.         Süreci ele alırken önce anne-çocuk ilişkisine bakmak faydalı olacaktır. Yeni doğmuş bir bebek annenin parçası gibidir. Ve bu parçası olma hali başlı başına anneye daha çok sorumluluk yükler. Çocuğa bakım genellikle anneye yüklenmiştir. Otistik bir birey dünyaya geldiğinde ise anne narsistik bir çöküş yaşar çünkü annenin gücünün göstergesi olan çocuk bir bozukluğa sahiptir. Doğumdan sonra kesilen göbek bağı sanki hiç kesilmemişçesine anne- otistik çocuk arasındaki ilişkide devam eder. ...

Otizm Hakkında Kitap Önerisi

Otizm; uzun zamandır alanda çalıştığım ve hala üzerine okuduğum bir alan. Şuanda da iki otizm tanısı almış çocuğa okullarında destek vermekteyim. Bu konuda insanların ulaşabileceği doğru kaynaklar çok sınırlı. O yüzden ben faydalandığım birkaç kitabı paylaşmak istiyorum, belki bu yazıyı okuyan birilerine faydası olur. İlki; anı yayınlarından çıkan 'Otistik çocuklar için davranışsal eğitim programı' kitabı. Bu kitapta çocuklara yönerge vermenin öneminden, nasıl verileceğine, dil,taklit ve eşleme becerilerine kadar geniş yelpazede bilgi bulabilmeniz mümkün. Ayrıca içindeki formlarla çalıştığınız çocuğu takip etmeniz de kolaylaşıyor.  ikinci önerim; şuan çalıştığım çocukların gittiği özel eğitim merkezinin kaynak olarak kullandığı bir kitap. Bu kitabın ışığında sürdürülen eğitimlerin çocuklar üzerindeki olumlu etkilerini bizzat gözlemledim.  Üçüncü kitap önerim; uzun yıllar kurduğu merkezde staj yaptığım Nevin Eracar hocama ait. Kendisi çalışmalarının çoğunu ...

Klinik Psikoloji Yüksek Lisansı Kazanabilmek

       Psikoterapist olmak isteyen kişiler klinik psikoloji yüksek lisansı yapmak zorundadır. Çünkü getirilen yasa ile, klinik psikoloji yüksek lisansı yapmadığınız takdirde klinik açabilmeniz mümkün değil. Ülkemizde bunun denetimi az. Yani önüne gelen kendini psikoterapist olarak tanıtabilir. O yüzden herkesin bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece klinik açmak için değil, terapi yapabilme yeterliliğine sahip olabilmeniz için de yüksek lisans yapmak gerekiyor. Lisans eğitimi terapi yapabilmek için yeterli bir eğitim seviyesi değil.        Peki klinik psikoloji yüksek lisansını kazanmak için ne gibi şartlar var? 1) Psikoloji mezunu olmak ( Eğer psikoloji mezunu değilseniz girmeniz imkansız değil. Bunun için  başvuracağınız okulun bilimsel hazırlık programına alınıyorsunuz  ve yüksek lisansa girmeniz mümkün oluyor. Ancak bu yüksek lisans eğitim sürenize artı 1 yıl demek) 2) YDS de en az 55 almak 3) Ales ten en az 60 almak ...

Gölge Öğretmenin iş tanımı

      Gölge öğretmen nedir? Görev ve sorumlulukları nelerdir? Kimler gölge öğretmen olabilir?       Gölge öğretmenler, desteğe ihtiyacı olan çocukların okul saatleri içerisinde ortama uyumları için çalışan profesyonellerdir. Dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocuklar, otizm ve down gibi yaygın gelişimsel bozukluğa sahip çocuklar okula uyum sürecinde desteğe ihtiyaç duyarlar. Gölge öğretmen bu uyum sürecini aile,okul ve özel eğitim çemberinde en iyi şekilde yürütmeye çalışır. Önemli olan sürecin en sağlıklı şekliyle yürütülmesidir. Çocuk gelişimi ve Psikoloji alanlarından mezun kişiler gölge öğretmenlik yapabilir. Bu noktada önemli olan çocuğun davranışlarını iyi gözlemlemek, ihtiyaçlarını fark edebilmek ve davranışsal problemleriyle çalışabilmektir.     Çalıştığım çocuklar genelde otizm spektrum tanısı almış oluyor. İlk aylarda okula alışmalarına yardımcı olmak en önemli görevim. Alışmaya başladıktan sonra davranışsal problemler...

Psikoloji Okumak

         Son yılların yükselen trendi psikoloji okumak... Peki psikoloji okumak zor mu? Psikolojiyi ingilizce okumak ile türkçe okumak arasındaki farklar nelerdir? Psikolog maaşları nasıl? İyi bir psikolog olabilmek için neler gerekli ve sizi nasıl bir süreç bekliyor?                 Psikoloji okumak isteyen kişiler hayatta karşılaştığı durumları ve olayları sorgulayabilen, önyargılarından arınmak için uğraşan kişiler olmalıdır. Psikoloji okumak olaylara farklı bir açıdan bakabilmeyi gerektirir. Eğer iyi bir üniversitede psikoloji bölümü kazanırsanız lisans eğitiminiz boyunca size bu farklı açıdan bakabilme yetisi öğretilecektir.         Ben Bilgi Üniversitesi Psikoloji mezunuyum. Ve Bilgi Üniversitesi'nin psikoloji eğitimi bu alanda iyilerden biri. Tercih döneminde okulunuzu seçerken akademik kadroya mutlaka bakmalısınız. Kampüsü ziyaret edip, ortamını görmelisiniz.         G...

Çocuğunuza Sınır Koymak

     Birçok ebeveyn sorumluluk sahibi, bağımsız çocuklar yetiştirmek istiyor. Peki çocuk yetiştirirken doğru yöntemler mi kullanılıyor? Sınırlar doğru çiziliyor mu? Robert J. Mackenzie' ye göre; sınırlar, çocukların hem kendilerini hem de yaşadıkları ortamı kavramalarını sağlar; onlara keşif ve öğrenme şansı sunar. Örneğin çocuğunuz televizyona dalıp, dışarı çıkmakta sorun mu yaşıyor? Gidip televizyonu kapatın ve ona dışarı çıkmak için hazır olana kadar televizyonun kapalı duracağını söyleyin. Çocuk bu sayede vaktinde hazırlanırsa bir sorun çıkmayacağını öğrenmiş oldu. Sözleriniz davranışlarınızla desteklenirse çocuklar, kurallar ve beklentiler hakkında net mesajlar alırlar.      Yumuşak yaklaşım da cezacı yaklaşım da aynı ölçüde sonuç vermez. Önemli olan demokratik bir yaklaşım sağlamaktır. Yani sınırlı özgürlük! 1) Mesajı davranış üzerinde yoğunlaştırın, çocuğunuza kişisel bir saldırıda bulunmayın. 2) Açık, anlaşılır ve kesin olun. 3) Normal ses tonu...

Brene Brown 'Kuvvetle Ayağa Kalkmak' Notları 1

*Gerçek şu ki düşmek can yakar. Zor olan cesur olmaya devam etmek ve el yordamıyla da olsa tekrar ayağa kalkmaktır. *Başarılı ve kuvvetli ilişkilere sahip insanların ortak noktası; bu insanlar duygusallığın gücünü görüyorlar ve kendilerini rahatsızlığın kollarına bırakmaktan korkmuyorlar. *Evet, kusurluyum ve kırılganım, bazen de korkuyorum ama bu, cesur olduğum, sevilmeye ve birilerine ait olmaya layık olduğum gerçeğini değiştirmez. *Saklanmak, rol yapmak ve kırılganlığa karşı zırhlanmak bizi öldürüyor: Ruhlarımızı, umutlarımızı, potansiyelimizi, yaratıcılığımızı, liderlik etme yetimizi, inancımızı ve mutluluğumuzu etkiliyor. *Bugün incinmiş hissetmek yerine incindiği için asabileşen, acıyı kabul etmek yerine diğerlerine acı çektiren çok fazla insan var. Bu insanlar hayal kırıklığı hissetmeyi göze almak yerine hayal kırıklığı içinde yaşamayı seçiyorlar. *Yardım istemek; tavırlı bir davranıştır ve tavırlı olmak güzeldir. Tavırlı insan kendini rahatsızlığın kollarına bırakıp, ...

Yekta Kopan / Bir de Baktım Yoksun

Tıraş makinesi hem modernleşmenin hem gelenekselin simgesi. Bir yanıyla şehirli ama bir yanıyla da fazlasıyla ataerkil bir simge. Jilet yeni takıldığında, yani evliliğin ilk yıllarında dikkatli olmak lazım, elin ayarı biraz kaçarsa kanatır, parçalar. Ama gereği gibi örneğin cilde hep aynı yönde sürülerek kullanılırsa pek güzel temizler. Birkaç tıraştan, yani birkaç yıldan sonra dikkat etmeye gerek kalmaz, öyle ya da böyle tıraş eder. Asıl sorun jilet körelmeye başlayınca ortaya çıkar. O zaman ne yapsan fayda etmez, en kösele deri bile kan revan içinde kalır.

Tekrar Merhaba

     Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba! 3 yıl olmuş buraya yazmayalı. Buraya yazmasam da yazmaktan hiç vazgeçemedim. Telefonun not kısmına ya da bulduğum boş kağıda gelişigüzel karaladım. Karaladıklarım uçup gitti. Blog kalıcı olması yönüyle ilaç gibiymiş onu anladım. Bazen de yazmayı çok istedim. Birçok fikir hücum etti ama yazamadım. Yazmayınca da sanki güzel bir şey gelmiş ama tutmamışsın, kaçırmışsın hissi...       Şöyle bir baktım neler yazmışım 3 yıl önce diye. Üniversiteye yeni başlamıştım, heyecanlıydım. Şimdi mezunum, yüksek lisans öğrencisiyim. Hayat ve zaman su gibi akıp geçiyor. Bu süre zarfında İtalya'ya, iki kez Almanya'ya, İsviçre'ye seyahat ettim. Hatalar da yaptım, büyük başarılar da elde ettim. Hayat tam da böyle bir şey. Bilinçli farkındalık! 

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *